SOSYAL MEDYADAN SONRA TOPLULUK - EYMEN TAPAR

SOSYAL MEDYADAN SONRA TOPLULUK - EYMEN TAPAR



Sosyal Medyadan Sonra, Topluluk.

İnsanlık tarihinde büyük değişimler oldu ve bunların çoğunu sorgulamadık: "Bunlar ne işe yarar? Amaçları nedir? Etkisi neydi ve ne oldu?"

Halihazır en etkili şeyimiz olan toplumun ve toplumun en etkili şeyi olan iletişimin en etkili şeyi olan sosyal medya birçok düşüncelerimizle beraber bizzat kendimizi test ediyor.

İşte artık sadece kendi varsayımlarımızla baş başa değiliz. Varsaydığımız o düşünceler, olmasını istediğimiz şeyler, hayal ettiklerimiz ve kısacası düşündüğümüz o şeyler işte tam da karşımızda! Sosyal medya ve internet.

Üst-insan mı olmak istiyorsunuz? Başarılı bir alim mi? İnternette bilgiler serbest bir şekilde dolaşıyor, olmanızın önünde ne gibi engeller var?

Zihin yapınızın kendi şehrinize bağlı olduğunu mu düşünüyorsunuz? İşte başka şehirlerden ve başka kültürlerden bir sürü insan.

Muhtemelen gelecek yıllardaki kültürler internetin elinden geçerek şekillenecek: işte küreselleşmenin ta kendisi!

Ne istiyorsunuz? Dertleşmek, bilgilenmek, bir şeyler olmak mı? Kendinizi gerçekleştireceğinizi mi düşünüyorsunuz? İşte o potansiyel tam da burada. İnsanlık tarihinin ilim, bilgi, gezinti kısacası iletişim ve kültür hakkında zirve yaptığı şeylerle karşı karşıyasınız.

Ancak durum böyle olmuyor. İnsanların çoğu hizmet istiyor.

Birçok makale var, araştırma kaynağı var. Ancak bu makalelerin ve iddiaların kaymağını yiyenler o bilgileri rahat bir şekilde ulaştıran ve hizmet sektörüne sunanlar var.

Bir iddianız mı var? Gerekçesinin ne kadar doğru olup olmadığını mı test etmek istiyorsunuz? Ya da bir büyüğünüzünden, bir kişiden, ailenizden veya arkadaşlarınızdan rahatsız mı oldunuz? Ona karşı çıkmak için malzemeler mi arıyorsunuz? Eskiden olsa bulmanız hem çok zor olurdu hem de kullanmanızın bedellerinin karşılığını alırdınız: daha etkin olarak.

Sosyal medya düşüncelerimizi sınama alanı oluşturdu. Tahammülümüzü sınama alanı oluşturdu.

Artık sadece bir grup insanla değil, bir sürü insandan en aşırı olanlarıyla muhatap oluyoruz.

Tecavüz ilgi çeker, savaş ilgi çeker, katletmek ilgi çeker ve bunların hepsi sosyal medyanın öne çıkarmaya meyilli olduğu şeylerdir.

Cinsellik ilgi çeker, siyaset ve siyasi anlaşmazlıklar ilgi çeker, eğitim de ilgi çekmek mecburiyetinde bırakılan bir emir olarak ilgi çekiyordur. Üzerine yöneldiğimiz bütün eğitimler boş vakti olan insan için bir otoritenin emridir? Hep öyle mi olmalıdır? Eğitimin itibarı sarsılır çünkü kendisi olmaktan çok otoritenin mecburi gördüğü bir araç olarak bilinir bundan sonra. Neden kültürlü olmak, kitap okumak, bilinçli olmak birtakım insanların övüp ödül verdiği şeyler olarak kalsın ki? Ayrıca şu da vardır ki boş vakti olmayan insan da bir otorite olan doğanın ve düzenin emrini yerine getirerek çalışıyordur.

Alın size; psikopatlarla, faşistlerle, trollerle ve kısacası suistimal eden ve istismarcı olarak göreceğiniz neredeyse her insanın "kendisine ait olarak varsayıp kendini tanımladığı, güven duyduğu" idealleri ve düşüncelerini sarsan düşüncelerle dolu sosyal medya. Üstelik toplum içinde dikkat çekici şeyler öne çıkıyor ve bütün bunların çoğu olumsuz şeyler.

Olumlu olan çoğu şey az olmalıdır çünkü olumlu olan şeylerin peşinde gitmelisiniz ve olumsuz olan çoğu şey de oldukça önemli olmalıdır çünkü olumsuz olan şeylere karşı önlem alabilirsiniz.

Ancak bu bir insan için geçerlidir? Çoğu da önlem alınması gereken ve genel olarak az sıklıkta yaşanan olaylardır. Sonuçta çok fazla olumsuzluk ve olumlu şeyler olumsuz/olumlu dengesini değiştirir ve büyük ihtimalle bu dengeyi bozar. Bu dengeyi bozacaktır çünkü insan kapsamlı olarak düşünür. Yani bu dengenin bozulmaması üzerine düşünceleri ısrarla düşünürken ısrarla bu dengenin bozulduğunu hissetmek sizi oldukça rahatsız edecektir ve muhtemelen uygunsuzlaştıracaktır sizi. Çünkü artık uygun olabilmek için bir dengeniz kalamayacaktır.

İşte sosyal medyanın oluşturduğu ve bu etkilerin oluşturduğu milyarlarca insan ve bu insanların oluşturduğu kültür.

Teker teker öldüğünüzü, tekrar tekrar rahatsız olduğunuzu hissediyorsunuz; neden? Çünkü sosyal medya içinde tekrar tekrar ölüyorsunuz.

Süregiden bir küreselleşmenin içindeki kargaşadasınız. Sosyal medya savaşı bütün dünyaya taşıdı. Büyük kitleler küçük denebilecek karışıklıkların görüntüleyicisi, takipçisi ve katılımcısı oldu. Bu şeyler, kendisinin ilgisini çekmeliydi.

Trollüğün ötesinde kendini kontrol edebilmek ve olgunlaşmak vardır. Bütün bu olanlar, kendisinin dayanabileceği insanları olgunlaştırabilir ve deneyimli yapar. Ancak olgunlaşmak ve deneyimli olmak arasında herhangi bir fikri olmayan insanlar kendisini bir anda kargaşa içinde bulur. "Neler oluyor bu savaşta?" diyerek bir başka kurşunu kendileri kafalarına sıkmak doğrultusunda bir karar almaya yönelebilirler.

Her gün ölüme, tecavüzlere, kan gölü içindeki varlıkları, şiddetli ve sarsıcı erotizme, aşırı fanatiklere, propagandacılara, aşırı ergenlere, coşkulu yeniyetmelere, psikolojik olarak anormal varsayacağınız kişilere, kendilerini sergilemeye çalışanlara, kendilerini bilgin varsayanlara, kendisini elit bir şekilde ayrıştıranlara ve neredeyse herkesin kendisini haklı bulmasına, suratlarını kapatmış tanınmamış insanlara maruz kalıyorsunuz; burası sosyal medya mahallesi. 

Eymen Tapar


Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski