EKSİLEN ANILAR APARTMANI - YUNUS YÜKSEL

EKSİLEN ANILAR APARTMANI - YUNUS YÜKSEL

 


Eksilen Anılar Apartmanı

Saat 19:40 sularıydı boş akbilimi doldurmak için evden çıktım. Hava orta derecede yağmurlu hafifçe ılıktı rüzgâr hafif tatlıca esiyor hızlıca yürürken genzime ağır bir yanıklık bırakıyordu. Kulaklığımı taktım ve yürümeye başladım.

Düşüncelerimi kovalarken kendimi dolu bir akbil ve boş bir sitenin önünde buldum ayaklarım beni bu aciz ve hislerce soğuk yere getirmişti. En başta ne idrak edemedim sonra buranın yaklaşık 12 yıldır içinde yaşadığım Şiyar Apartmanı olduğunu fark ettim, soğuk mermerin üstüne oturdum. Vay be deyip iç çektim bundan yaklaşık 7 yıl öncesinde ki sitemize hiç benzemiyordu, eski günler su gibi akıp gitmişti şimdi ise gözümde canlanan anılar ve eskiye dair hoş hisler dışında bir şey kalmamıştı. Kadınlar aralarında kısır, çörek, kurabiye yapar çay ile tamamlar gece olsa dahi arka bahçemizin çimenlerine oturur muhabbet eder, gençler siyaset vb. konular hakkında tartışıp kola ile tamamlanan çekirdeğin tadına varırdı.

Küçük çocuklar beraberce oyunlar oynar eğlenir saatler gece yarısına yaklaşınca korku hikayeleri ve fıkralar ile gününü gün ederdi peki ne olmuştu da her şey altüst olmuştu neden eski tadı yoktu. Kadınlar neden sohbet edip oturmak yerine evinde oturup gıybet etmeyi seçmişti, gençler gençlere ne demeli neden oturup hoş bir sıcak sohbet yerine duyguları bile olmayan teknolojiye esir olmuştu, küçük çoçuklar masum çocuklar neden artık akşam olunca dışarıda gürültülü şekilde bir şekilde eğlenmek yerine tabletlere gömülmüştü. Bunları düşünürken aniden kulaklığımdan akan büyülü sese kulak verdim “ ah yalan dünya “ Neşet Ertaş’tı ne de güzel söylüyordu saatime baktım tam 40 dakika dalıp bunları düşündüğümün bile farkında değildim uykudan yeni uyanmış gibi gerindim 5 dakika daha eve gitme kararı aldım. Mustafa ağabey ile karşılaştım küçük bir sohbet sonrası ayrıldık acaba düşündüklerimin en mantıklı açıklaması neydi? Şen şakrak, eğlenceli, tatlı bu apartman nasıl oldu da yalnız, soğuk ve izbe bir yer oldu. İnsanlar hoşgörülü saygılı bu insanlar nasıl oldu da nefsine hakim olamayan giybet dolu yaratıklara dönüşmüştü garip gerçekten garip deyip kulaklığımdaki şarkıya eşlik ederek eve çıktım.

Yunus Yüksel

Yorum Gönder

Daha yeni Daha eski