KARAMAZOV KALLEŞLER
Aziz Dostoyevski'nin benim deyimimle "kutsal kitabı" Karamazov Kardeşler eserinde kitaptan dolayı kalıplaşmış bir Rus deyimi haline
gelen karamazovluk; şevhet, cimrilik, doyumsuzluk gibi kişilik özelliklerindeki insanlar için
kullanılan bir tabir haline gelmiştir.
Benim çıkarımım olarak da ailede ve genlerde bulunan özelliklerin
yakınlık derecesi fark etmeksizin kuşaktan
kuşağa geçen aynı gen aktarımı
gibi aktarılan kişilik
özellikleri yahut bir ayıp,
hata. "Ailecek kanı bozuk bunların ya" ifadesini bize anlamlı kılar
bu eser. Bu sıfatlar insana yapışır
kalır ömrü hayatı
boyunca hatta size yetmezmiş gibi masum çocuklarınıza.
Sizden olan bu masum yaratıkların büyüyüp sizinle rekabet ettiğini düşünün hatta aynı insana aşık olduğunuzu… Kitapta Dostoyevski'nin babasıyla olan sancılı ilişkisi de en çıplaklığıyla aktarılır. Derin bir kitap olması Dostoyevski'nin artık ustalık döneminde sürgünden sonrası güçlü bir kalemle kendi hayatının dönemlerini ve kişiliklerini dört kardeşe ayırarak aslında bize kendi hayatının seyirlerini anlatmaktadır. Ayrıca yan karakterleri de çok derin ele alarak her birinin başından geçen olayları ve psikanalizi en üst düzeyde anlatmıştır. Freud'un başucu kitabı olan bu eser daha psikanalatik kuram bulunmadan önce Dostoyevski’nin insanların ruhunu çözümlemesi ve bize en iyi şekilde aktarması bu eseri daha da önemli kılıyor. Karakterler hakkında yorumlama yapmadan önce herhangi edebiyat kişiliği olmayan evrendeki bir toz tanesi Entel Feridun bozuntusu olarak yapacağım bu eleştirel yorum tabii ki bu derin eserde hatalı, eksik kalabilir bunun ışığında değerlendiriyorum.
Okuma zevkinizi kaçırmadan
spoilersız karakterlerden birazcık bahsedelim;
Fyodor Pavloviç Karamozov, dört kardeşin babası olan şehvet düşkünü, hali vakti yerinde ama çocuklarına hiç bakmamış sadece kendi zevkine yaşayan bir baba figürü. Kitabı eğlenceli kılan bir karakterdir.
Dimitri Karamazov, 4 kardeşin içindeki en büyük olan ve babasıyla aynı
kadına aşık olan, hayatta bir amacı
olmayan ama bazı durumlarda da çok hırslı kitaptaki asıl elemanımızdır. Kendisi Raskolnikov'un bir alt sürümüdür. Saflığın acı sonuçlarını temsil eder.
Dostoyevski'nin şehveti
ve tutukluk tarafını
gördüğümüz kardeştir. Ayrıca en çok sesi çıkan ama
temiz kalpli olan "havlayan köpek ısırmaz" diyebileceğimiz insandır.
"Sizin tecrübeli doktor olduğunuz kadar ben de tecrübeli bir hastayım." repliğiyle yüzyılın kapağını yapmıştır.
Ivan Karamazov, nihilist sürekli sorgulayan abimiz. Kitaptaki tanrıyı
sorgulayışı özellikle Aleksey ile
geçen konuşması çok derinden etkiler. Dostoyevski'nin tanrıyı, varlığı, evreni sorguladığı kişiliğidir.
Hakkında çok şey yazılası dünya edebiyatındaki en sağlam karakterlerdendir. Kitaptaki bölümünde Türklere olan nefretini anlatan Dostoyevski bunu bizlere İvan üzerinden aktarmıştır çünkü en aklı başında olan kişidir kitaptaki.
Aleksey Karamazov, çoğunlukla manastırda bulunan babasının gözbebeği ve iyiliğin temsili olan bu karakter dünyadaki her şeyi seven koca yürekli Dostoyevski'nin dindar kişiliğidir Aleksey. Kitapta dinin Kurtuluş yolu olduğunu dine ve Hristiyanlığa olan bağlılığını anlatır.
Pavel Smerdyakov, bu karakter aslında aşağılanmış kişiliğin detaylı bir analizini yapmaktadır. Smerdyakov doğduğundan beri yazarın da belirttiği üzere geri zekalı olarak görülmüş, tavuk gibi ürkek aslında hiç de yabana atılmayacak derecede bilgi sahibi bir gençtir. Babasının evlilik dışı kabul görünmeyen o kardeştir Karamazov soyadını taşımasa bile en içten kötülük besleyen odur. Dostoyevski'nin sara hastası aşağılanmış kişilik yönüdür. Hayattan ve diğerlerinden en iyi şekilde intikam alan yıllarca içinde kötülük beslemiş " asıl sessizden korkacaksın" tabirinin insan olmuş hâlidir.
Kitaptaki asıl olayı toplasanız ancak 200 sayfa yapar. Ama bu kadar düşünsel sorgulama ve kitabın derinliği yan karakterler üzerinden aktarılmış. Okuması kolay anlaması güç kitaptır üzerinde çokça yazılıp çokça düşünülmesi gerekir. Yeterli donanıma sahip değilim maalesef bazı derinlikleri anlayıp yorumlayabilmek için kitabın derinliği hayatı 10 kat fazlasıyla sorgulatmıştır. Kesinlikle bir defada bırakılmamalıdır 30’larımda kendisiyle tekrar görüşmek dileğiyle.